ISSN: 0377-9777 / e-ISSN: 1308-2523
Updated Assessment On Tularemia [Turk Hij Den Biyol Derg]
Turk Hij Den Biyol Derg. 2014; 71(2): 99-106 | DOI: 10.5505/TurkHijyen.2014.50490

Updated Assessment On Tularemia

Müsenna Arslanyılmaz1, Dilek Aslan1, Levent Akın1, Dilber Aktaş2
1Department of Public Health, Hacettepe University Faculty of Medicine, Ankara, Turkey
2Department of Early Warning and Field Epidemiology, Turkish Public Health Association, Ankara

Tularemia is a zoonotic infectious disease which is
caused by a Gram negative coco basil named Francisella
tularensis mostly found in the Northern hemisphere.
F. tularensis is a resistant bacteria that can survive in
cold and moist environment for weeks. However it is
susceptible to sun light and high degrees of heat, and it
can’t live in chlorinated water. It is known that illness can
be transmitted by either direct or indirect ways, however,
epidemics occur when the agent is orally taken. In
Turkey, especially laboratory workers, farmers, veterinary
surgeons, hunters are majorly at risk as tularemia is
transmitted by contagious water sources. F. tularensis
grows in 2-5 days at 35 ºC, in medium. For diagnosis,
frequently used methods are serologic tests. In early phases,
methods like PCR, immunfluorescent antibody testing and
direct antigen detection can be used. Clinical findings can
vary due to patient’s immunity status, severity of systemic
spread, virulence of bacteria, etc. The most frequent form
of tularemia is ulceroglandular form that is a painless
ulcer, adjacent to a cutaneous lesion, accompanied by
regional lymphadenitis. Other clinical forms are known
as glandular, oculoglandular, oropharyngeal, respiratory
and typhoidal tularemia. Endemic regions of tularemia
are; Canada, Mexico, former Soviet Union countries,
Tunisia, Turkey, Israel, Iran, China, and Japan worldwide. Tularemia cases have been reported since 1936.
Based on reported cases, tularemia morbidity
was determined as eight in one billion in 2012.
The highest number of the reported cases occurred
in March between 2005 and 2012. Tularemia is a
Group C notifiable disease according to Notification
System of Infectious Diseases since 2005. Tularemia is
considered as ‘dangerous’ in terms of bio-terrorism.
In public health perspective, prevention strategies
are recommended to be disseminated among
community, risk groups and health professionals.

Keywords: Tularemia, Disease, Public Health

Tularemi: Güncel Değerlendirmeler

Müsenna Arslanyılmaz1, Dilek Aslan1, Levent Akın1, Dilber Aktaş2
1Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Ankara
2Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Erken Uyarı Ve Saha Epidemiyolojisi Daire Başkanlığı, Ankara

Tularemi, Gram negatif kokobasil olan Francisella
tularensisin etken olduğu ağırlıklı olarak Kuzey yarım
kürede görülen zoonotik bir enfeksiyon hastalığıdır.
F. tularensis soğuk ve nemli ortamlara haftalarca canlı
kalacak şekilde dayanıklı bir bakteridir. Fakat güneş
ışığı ve yüksek ısıya dayanıksızdır ve klorlanmış sularda
yaşayamaz. Hastalığın doğrudan ve dolaylı bulaştığı bilinir,
ancak, etken genellikle oral yolla alındığında salgınlara
neden olabilmektedir. Türkiye’de çoğunlukla su ile
bulaştığı bilinen tularemi açısından özellikle laboratuvarda
çalışanlar, çiftçiler, veterinerler, avcılar daha fazla
risk altındadır. F. tularensis besiyerinde 35 ºC’de 2-5
günde ürer. Tanı için serolojik testler sıklıkla kullanılan
yöntemlerdir. Erken dönemde PCR, immünfloresan boyama
ve direkt antijen arama gibi yöntemler de kullanılabilir.
Klinik bulgular, hastanın immün direnci, sistemik tutulma
derecesi, bakterinin virulansı gibi nedenlerden dolayı
değişiklik gösterir. Tulareminin en sık görülen klinik formu
bölgesel lenfadenitin de eşlik ettiği kütanöz lezyona
komşu ağrısız bir ülser şeklinde görülen ülseroglanduler
formdur. Diğer klinik formları da glandüler, okuloglandular,
orofaringeal, respiratuvar ve tifoidal olarak bilinir.
Dünyada ise endemik bölgeler arasında Kanada, Meksika,
eski Sovyetler Birliği ülkeleri, Tunus, Türkiye, İsrail, İran,
Çin ve Japonya’nın da aralarında bulunduğu ülkeler sayılmaktadır. Ülkemizde hastalığa ilişkin ilk bildirim
1936 yılında olup yıllar içinde bildirimler sürmüştür.
Bildirim sayısı üzerinden yapılan değerlendirmelere
göre 2012 yılı için morbidite hızının milyonda 8 olduğu
tahmin edilmektedir. 2005-2012 yılları bildirimlerine göre
hastalığın en fazla bildirildiği ay Mart olmuştur. Hastalık,
2005 yılından bu yana Bulaşıcı Hastalıkların İhbarı ve
Bildirim Sistemi’nde C Grubu Bildirimi Zorunlu Hastalıklar
Listesinde yer almaktadır. Tularemi, biyoterörizm
açısından “tehlikeli” olarak değerlendirilen bir etkendir.
Halk sağlığı bakış açısıyla değerlendirildiğinde hastalığın
korunma yöntemlerinin toplumda, risk gruplarında ve
sağlık çalışanları arasında yaygınlaştırılması önerilir.

Anahtar Kelimeler: Tularemi, Hastalık, Halk Sağlığı

Müsenna Arslanyılmaz, Dilek Aslan, Levent Akın, Dilber Aktaş. Updated Assessment On Tularemia. Turk Hij Den Biyol Derg. 2014; 71(2): 99-106

Corresponding Author: Müsenna Arslanyılmaz, Türkiye
Manuscript Language: Turkish
LookUs & Online Makale