INTRODUCTION: Due to increasing antimicrobial resistance, the use of broad-spectrum parenteral antibiotics is increasing. For this reason, the importance of outpatient parenteral antibiotic treatment (OPAT) is increasing. With this study, it was aimed to evaluate the OPAT unit of our hospital, to determine its use in the treatment of infectious diseases and to emphasize its importance.
METHODS: Our study is a retrospective cross-sectional study. Patients over the age of 18 who received parenteral antibiotics in our OPAT unit between December 2021 and February 2022 were included in our study. Patients data were obtained from medical records of hospital. The demographic characteristics of the patients, their comorbidities, the unit they were referred to, the site of infection, the causative microorganism, antimicrobial resistance characteristics, antibiotics used, duration of treatment and response were examined.
RESULTS: One hundred and one patients were included in the study. The mean age of the patients included in our study was 58.4±15.51 years, and 54.5% (n=55) of the patients were male. Comorbidity was present in 62.4% (n=63) of the patients. The most common comorbid disease was Diabetes mellitus (18.8%, n= 19). The most common focus of infection was urinary tract infection (n=53, 52.3%). The most commonly used antibiotics were ertapenem (n=57, 56.4%) and teicoplanin (n=37, 36.6%), respectively. Escherichia coli was the most common gram-negative agent, while Staphylococcus aureus was the most common gram-positive agent (Table 4). Extended-spectrum beta-lactamase (ESBL) resistance rate in Enterobacteriaceae family was 96.36%, and methicillin resistance rate in Staphylococcus spp. was 100%. All of the patients who were started on antibiotics were treated without any side effects. Except for one patient, all patients who received treatment recovered.
DISCUSSION AND CONCLUSION: In our hospital, OPAT has an important place both in the treatment of outpatients and in the consecutive treatments of inpatients. The limitation of oral antibiotic options due to the increase in resistant microorganisms has led to the increase in parenteral antibiotic therapy. With this study, it was observed that even in a short period of three months, 101 patients completed their treatment without hospitalization through OPAT units. For this reason, it is important that these units become widespread in our country.
GİRİŞ ve AMAÇ: Artan antimikrobiyal direnç nedeniyle geniş spektrumlu parenteral antibiyotik kullanımı giderek artmaktadır. Bu yüzden ayaktan parenteral antibiyotik uygulamalarının yapılacağı günübirlik tedavi ünitelerinin (GTÜ) önemi yükselmektedir. Bu çalışma ile hastanemiz bünyesinde hizmet veren GTÜ’nün çalışmaları değerlendirilerek, enfeksiyon hastalıkları tedavisindeki yerinin belirlenmesi ve öneminin vurgulanması amaçlanmıştır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmamız retrospektif kesitsel çalışma olarak planlanmıştır. Aralık 2021-Şubat 2022 tarihleri arasında ünitemizde parenteral antibiyotik alan 18 yaş üstü hastalar çalışmamıza dahil edildi. Hasta bilgileri GTÜ defter kayıtlarından ve hastane bilgi işlem sisteminden tarandı. Hastaların demografik özellikleri, eşlik eden hastalıkları, hastaların üniteye yönlendirildiği birim, enfeksiyon odağı, etken mikroorganizma, antimikrobiyal direnç özellikleri, kullanılan antibiyotik, tedavi süresi ve yanıtı incelendi.
BULGULAR: Çalışmaya, belirlenen kriterleri taşıyan toplam 101 hasta dahil edildi. Çalışmamıza dahil edilen hastaların ortalama yaşı 58,4±15,51 olup, hastaların %54,5 (n=55)’i erkekti. Hastaların %62,4 (n=63)’ünde ek hastalık mevcuttu. En sık eşlik eden hastalık Diyabetes mellitus (%18,8, n= 19) idi. Hastalarda en sık enfeksiyon odağı üriner sistem enfeksiyonu (n=53, %52,3), en sık kullanılan antibiyotikler ise sırası ile ertapenem (n=57,%56,4) ve teikoplanin (n=37, %36,6) idi. Escherichia coli en sık görülen gram negatif etken iken, Staphylococcus aureus en sık görülen gram pozitif etken idi (Tablo 4). Enterobacteriaceae ailesinde genişletilmiş spektrumlu beta laktamaz (GSBL) direnç oranı %96,36, Staphylococcus spp.’lerde metisilin direnç oranı %100 idi. Antibiyotik başlanan hastaların tamamında herhangi bir yan etki oluşmadan tedavileri tamamlandı. Bir hasta dışında tedavi alan tüm hastalar şifaya kavuştu.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Hastanemizde GTÜ hem poliklinik hastalarının tedavilerinde hem de yatan hastaların ardışık tedavilerinde önemli bir yer tutmaktadır. Dirençli mikroorganizmaların artışı nedeniyle oral antibiyotik seçeneklerinin kısıtlanması parenteral antibiyotik tedavisinin artışına neden olmuştur. Bu çalışma ile üç aylık kısa bir süre zarfında bile GTÜ sayesinde 101 hastanın hastane yatışı olmadan tedavisinin tamamlandığı görülmüştür. Bu nedenle ülkemizde bu tür ünitelerin yaygınlaşması önemlidir.