OBJECTIVE: In this retrospective study, we aimed to determine the distribution according to the species of Gram-negative bacteria in isolates obtained from urine cultures of hospitalized patients with urinary tract infections and to detect their antimicrobial susceptibility pattern for contribute to empirical treatment approach to urinary tract infections in our hospital.
METHODS: Between the dates of January 2006 and September 2011, a total of 3,548 Gram-negative isolates obtained from urine cultures of hospitalized patients with urinary tract infection were identified by conventional methods and the BD PhoenixTM 100 (Becton Dickinson, MD, USA) fully automated microbiology system. Antimicrobial susceptibility testing of isolates was performed by Kirby-Bauer's disk diffusion method according to the Clinical and Laboratory Standarts Institute (CLSI) criteria. In addition, extended-spectrum beta-lactamase (ESBL) production of predominant urinary pathogenic bacteria was detected by the double-disk synergy method.
RESULTS: In this study, a significantly higher incidence of urinary tract infection was observed in females compared with males; 2,245 (63.3%) and 1,303 (36.7%), respectively. Escherichia coli was the predominant pathogenic bacterium and accounted for 2,341 (65.8%) of 3,548 hospitalized patients with urinary tract infections. In addition, Klebsiella pneumoniae was accounted for 679 (19.1%), Acinetobacter spp. for 177 (5%), Enterobacter spp. for 176 (5%), Pseudomonas aeruginosa for 142 (4%), and other Gram-negative bacteria for 38 (1.1%). Antimicrobial susceptibility rates of Gram-negative bacteria isolated from urine cultures for ceftazidime, trimethoprim-sulfamethoxazole, ciprofloxacin, piperacillin-tazobactam, cefoperazone-sulbactam, amikacin, imipenem, meropenem were detected as 34.5%, 38%, 42%, 50%, 70%, 87%, 90%, and 92%, respectively. In addition, the rates of ESBL-producing Escherichia coli and Klebsiella pneumoniae were detected as 38% and 36%, respectively.
CONCLUSION: The present study and the other studies show that in the near future it is possible the development of high-level resistance against broad-spectrum antibiotics such as cephalosporins, carbapenems, fluoroquinolones and our therapeutic options may become more limited than ever. Due to the high-level resistance to ceftazidime, ciprofloxacin and trimethoprim-sulfamethoxazole, we recommend that these antibiotics should not be used for the empirical treatment of urinary tract infections.
AMAÇ: Bu retrospektif çalışmada; hastanemizde yatan hastalarda gelişen üriner sistem enfeksiyonlarının ampirik tedavi yaklaşımına katkıda bulunabilmek için üriner sistem enfeksiyonu gelişen yatan hastaların idrar kültürlerinden izole edilen Gram-negatif bakterilerin tür dağılımını ve antimikrobik duyarlılık paternlerini belirlemeyi amaçladık.
YÖNTEMLER: Ocak 2006 ve Eylül 2011 tarihleri arasında, üriner sistem enfeksiyonu gelişen yatan hastaların idrar kültürlerinden elde edilen toplam 3.548 Gram-negatif izolatın identifikasyonu geleneksel yöntemler ve BD PhoenixTM 100 (Becton Dickinson, MD, ABD) tam otomatik mikrobiyoloji sistemi tarafından yapıldı. İzolatların antimikrobiyal duyarlılık testi Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemi ile Clinical and Laboratory Standarts Institute (CLSI) kriterlerine göre çalışıldı. Ayrıca, baskın üropatojen bakterilerin genişlemiş spektrumlu beta-laktamaz (GSBL) üretimi çift-disk sinerji yöntemi ile araştırıldı.
BULGULAR: Bu çalışmada, erkeklere göre kadınlarda önemli ölçüde daha yüksek üriner sistem enfeksiyonu insidansı gözlendi, sırasıyla; 2.245 (%63.3) ve 1.303 (%36.7). Escherichia coli’nin baskın patojen bakteri olduğu belirlendi ve üriner sistem enfeksiyonu gelişen toplam 3.548 yatan hastanın 2.341’inde (%65.8) sorumlu etken olduğu bulundu. Ayrıca, 679’unda (%19.1) Klebsiella pneumoniae, 177’sinde (%5) Acinetobacter spp., 176’sında (%5) Enterobacter spp., 142’sinde (%4) Pseudomonas aeruginosa ve 38’inde (%1.1) diğer Gram-negatif bakterilerin sorumlu etken olduğu saptandı. İdrar kültürlerinden izole edilen Gram-negatif bakterilerin antimikrobik duyarlılık oranları seftazidim, trimetoprim-sülfametoksazol, siprofloksasin, piperasilin-tazobaktam, sefoperazon-sülbaktam, amikasin, imipenem ve meropenem için sırasıyla; %34.5, %38, %42, %50, %70, %87, %90 ve %92 olarak tespit edildi. Ayrıca, GSBL üreten E.coli ve K.pneumoniae oranları da sırasıyla; %38 ve %36 olarak bulundu.
SONUÇ: Bu çalışma ve diğer çalışmaların sonuçları yakın gelecekte, sefalosporinler, karbapenemler ve florokinolonlar gibi geniş spektrumlu antibiyotiklere karşı yüksek düzeyde direnç gelişiminin mümkün olduğunu ve tedavi seçeneklerimizin her zamankinden daha sınırlı hale gelebileceğini göstermektedir. Seftazidim, siprofloksasin ve trimetoprim-sülfametoksazole karşı gelişen yüksek düzey direnç nedeniyle, üriner sistem enfeksiyonlarının ampirik tedavisi için bu antibiyotiklerin kullanılmaması gerektiğini öneririz.