ISSN: 0377-9777 / e-ISSN: 1308-2523
Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi - Turk Hij Den Biyol Derg: 63 (1)
Cilt: 63  Sayı: 1 - 2006
TÜM DERGİ
1. 
THDBD 2006-1,2,3 Cilt 63 Tüm Dergi
TBHEB 2006-1,2,3 Vol 63 Full Printed Journal

Sayfalar 0 - 186
Makale Özeti |Tam Metin PDF

DERLEME
2. 
Biyolojik Silahlar Ve Biyoterörizm
Biological Weapons And Bioterrorism
Selçuk Kılıç
Sayfalar 1 - 20
Eylül 2001 tarihinde ABD’deki terörist saldırıdan sonra, tüm dünyada dikkatler biyolojik savaş ajanlarına ve biyoterörizm üzerine yoğunlaşmıştır. Biyolojik savaş veya biyoterörizm, mikroorganizmalar ve mikrobiyal, bitkisel veya hayvansal kökenli toksinlerin insan, hayvan ve bitkilerde hastalık oluşturmak ve ölüme neden olarak toplumda panik ve afet yaratmak amacıyla kasıtlı kullanımıdır. Biyolojik savaş ajanlarının terörist saldırılarda kullanılması, bu ajanların kolay elde edilebilmeleri ve düşük maliyetle büyük miktarlarda üretilebilmeleri, genel güvenlik sistemlerince saptanamamaları ve kolayca taşınabilmelerine bağlanabilir. Bu derlemede, biyolojik savaş ve biyoterörizm
kavramları, biyolojik silah ajanlarının özellikleri, tarih içerisindeki gelişimi, uluslararası konvansiyonlar, kullanılan ajanların özellikleri ve biyolojik saldırı durumunda epidemiyolojik yaklaşım ve biyolojik savunmanın bileşenleri irdelenmiştir.

3. 
Biyolojik Silah Olarak Bakteriler: “Kategori A ajanlar”
Bacteria As Agents of Biological Weapons: “Category A Agents”
Selçuk Kılıç
Sayfalar 21 - 46
Ölümcül, kolayca elde edilebilen ve düşük maliyet ile büyük miktarlarda üretilebilen, aerosol formda stabil olan, kolayca geniş alanlara yayılabilen ve insandan insana bulaşan bakteriyel patojenler biyolojik savaş veya biyoterörizm ajanı olarak kullanılabilirler. Biyolojik silah ajanları yayılım özellikleri ve oluşturdukları hastalık tablosunun şiddeti ve ölüme bağlı olarak CDC tarafından üç kategoriye ayrılmıştır. Şarbon, veba ve tularemi etkeni olan bakteriler aerosol yolla şiddetli akciğer enfeksiyonuna neden olarak çoğunlukla ölümcül seyreden hastalık tablosu oluşturdukları için en yüksek risk grubu olarak tanımlanan Kategori A’da yer almaktadırlar. Bu derlemede Kategori A’da yer alan bu bakteriyel ajanların mikrobiyolojik özellikleri, biyolojik silah potansiyeleri, oluşturdukları klinik belirtiler, tanı, korunma ve tedavileri gözden geçirilmiştir.

4. 
Biyolojik Silah Olarak Bakteriler: “Kategori B Ajanlar”
Bacteria As Agents of Biological Weapons: “Category B Agents”
Selçuk Kılıç, Cahit Babür
Sayfalar 47 - 66
Orta dereceli yayılım, orta düzeyde morbidite ve düşük mortalite gösteren spesifik tanı kriterleri ile sürveyans sisteminin geliştirilmesine ihtiyaç duyulan ajanlar CDC tarafından ikinci derecede öneme sahip biyolojik silah/biyoterörizm ajanları (Kategori B) olarak sınıflandırılmışlardır. Kategori B içinde çok sayıda bakteri, virüs, protozoon ve toksin yer almaktadır. Bu derlemede Kategori B’de yer alan bakteriyel ajanlardan Burkholderia
mallei (Ruam-Glanders) ve Burkholderia pseudomallei (Melioidoz), Coxiella burnetii (Q ateşi), Brucella sp. ve Chlamydophila psittaci ele alınmıştır.

5. 
Biyolojik Silah Olarak Viral Ajanlar
Viral Agents As Biological Weapons
Yavuz Uyar, Alper Akçalı
Sayfalar 67 - 78
Birçok virüs, CDC tarafından olası biyolojik silah ajanı olarak sınıflandırılmıştır. Çiçek, viral ensefalit ve viral kanamalı ateş etkeni olan virüsler, üretimlerinin kolay ve bulaştırıcılıklarının yüksek olması nedeniyle kaygı yaratmaktadırlar. Bu derlemede biyolojik silah olarak kullanılması muhtemel virüslerin genel özellikleri, tanı yöntemleri, tedavileri ve bu ajanlara karşı alınması gereken koruyucu önlemler özetlenmiştir.

6. 
Biyolojik Silah Olarak Paraziter Ajanlar
Parasites As Biological Weapons
Ümit Çimli Aksoy, Ayşegül Taylan Özkan
Sayfalar 79 - 84
Çeşitli biyolojik etkenler, terörizm açısından potansiyel bir riske sahiptirler. Parazitler; genel olarak orta dereceli yayılım, orta düzeyde morbidite ve düşük mortalite göstermeleri nedeniyle CDC tarafından ikinci derecede öneme sahip biyolojik silah/biyoterörizm ajanları (Kategori B) arasında sınıflandırılmışlardır. Bu derlemede henüz biyolojik silah ajanı olarak rolü yeni anlaşılmaya başlayan parazitlerin potansiyel biyoterörizm özellikleri, biyogüvenlik çalışmaları ve çalışmaların yürütüleceği laboratuvarların biyogüvenlik koşulları güncel yayınlar ışığında tartışılmıştır.

7. 
Biyolojik Silah Olarak Toksinler
Toxins As Agents Of Biological Weapons
Selçuk Kılıç
Sayfalar 85 - 106
Ölümcül olan kolayca ve düşük maliyet ile büyük miktarlarda üretilebilen, aerosol formda stabil olan, kolayca geniş alanlara yayılabilen ve insandan insana bulaşan etkenler ideal biyolojik silah ajanıdırlar. Botulinum, stafilokokkal enterotoksin B, ricin ve trikotesen mikotoksin gibi biyolojik toksinler, insandan insana bulaşma özelliği dışında tüm bu özelliklere sahiptirler. Bu derlemede, biyolojik silah olarak kullanılması muhtemel toksinler biyolojik özellikleri, biyolojik silah potansiyeleri, oluşturdukları klinik belirtiler, tanı, korunma ve tedavileri açısından gözden geçirilmiştir.

8. 
Biyolojik Ve Kimyasal Terör Tehdidinde Toplum Sağlığı Cevabının Planlanması
Planning Of Public Health Response To Biological And Chemİcal Terrorism Threats
Metin Demir, Mustafa Özer, Mehmet Çetin
Sayfalar 107 - 114
Ulusal ve yerel sağlık otoritelerin çoğu biyolojik ve kimyasal terör saldırısına karşı cevap oluşturabilecek bir plandan yoksundur. Ayrıca toplum sağlığı faaliyetleri de, acil yanıt oluşturulmasından sorumlu yetkili kurumlarla entegre olmamıştır ve bu durum sorunu daha da kötüleştirmektedir. Acil bir durumda en uygun hareket tarzını belirlemenin en kötü zamanı acil durum sırasındadır. Bundan dolayı sağlık kurumlarının, ihtiyaç ortaya çıkmadan önce, kendilerine ait sorumluluk ve rollerini tam olarak belirlemeleri ve bir cevap sistemi geliştirmeleri gerekmektedir. Bu cevap sisteminin hazırlık süreci, mevcut sürveyans sisteminin genişletilmesinden, uygulanabilir bir acil durum eylem planı oluşturulması ve geliştirilmesine kadar devam eden bir süreci kapsamaktadır. Açık veya gizli herhangi bir terör saldırısında toplumun hastalık ve yaralanmalardan korunması konusunda hizmet verecek toplum sağlığı kurumlarının, bir takım özellikli görevleri vardır. Bu derlemede terör tehdidine cevap verebilecek toplum sağlığı sistemin kapasitesinin güçlendirilmesi ve toplumu bir terör saldırısının tehlikelerinden koruyabilecek taslak bir planlama kılavuzu oluşturulması ve bu kılavuzun uygulama basamakları belirtilmeye çalışılmıştır. Bu planlama kılavuzu temel olarak ulusal düzeyde görev yapan halk sağlığı uzmanlarına yönelik hazırlanmışsa da, her seviyedeki
sağlık personeli için uygun bir kaynak olacağı düşünülmektedir.

9. 
Biyoterörizm ve Dekontaminasyon Yönetimi
Bioterrorism and Decontamination Management
Mehmet Baysallar, Levent Kenar
Sayfalar 115 - 128
Biyoterörist saldırı sonucu mikroorganizmalara maruz kalan kişilerin, eşyaların ve çevrenin uygun yöntemlerle temizlenmesi hijyenik ve ekonomik açıdan son derece önemlidir. Dekontaminasyon olarak adlandırılan bu işlemle, özellikle eşyalar biyolojik etkene göre seçilecek bir yöntemle sterilize ve dezenfekte edilerek, tekrar kullanılabilir hale getirilir. Bu derlemede biyoterörizmle mücadelede dekontaminasyonun yeri ve ülkemizde bu konuda görev alan kurumlar ve sorumlulukları irdelenmiştir.

10. 
Kimyasal Savaş Ajanlarının Solunum Sistemine Etkileri ve Tedavi Yaklaşımları
Respiratory System Effects and Treatment Approaches of Chemical Warfare Agents
Sermet Sezigen, Turan Karayılanoğlu
Sayfalar 129 - 134
Kimyasal savaş ajanları; düşmanı öldürme, yaralama veya saf dışı bırakmak için kullanılan toksik maddelerdir. Kitlesel yaralanmalara neden olan bu silahlar ucuz ve kolay depolanabilir olduğu için, hükümetlerin yanında terörist örgütler tarafından da kullanılmaktadırlar. Sinir ajanları, yakıcı ajanlar, akciğer irritanları ve kargaşa kontrol ajanları solunum sistemini etkileyen başlıca kimyasal savaş ajanlardır. Bu ajanların potansiyel etkileri kullanılan ajanın cinsine ve maruz kalınan miktara bağlıdır ve etkilerinin çoğu hemen görülür. Gecikmiş etkiler ise uzun vadede oluşan genellikle daha ciddi komplikasyonlardır. Kimyasal silah yaralılarının tıbbi yönetimi triyaj, ventilasyon,
dekontaminasyon, antidot uygulaması ve destekleyici tedaviyi içerir. Her ajan için özgül bir tedavi protokolü vardır.

11. 
Kimyasal Ajanlara Bağlı Ölümlerde Otopsi Güvenliği
Autopsy Safety On Fatalities Related To Chemical Agents
Harun Tuğcu, Yıldıray Zeyfeoğlu, Mesut Ortatatlı, Mehmet Toygar, Mükerrem Safalı
Sayfalar 135 - 138
Kimyasal savaş ajanlarının tür ve özelliklerindeki farklılıklar nedeniyle adli ve tıbbi müdahalede belirli standartlara uyulması gerekmektedir. Kimyasal savaş ajanları etkilerini hızlı olarak gösterdikleri için kimyasal ajana maruz kalan kişilere yaklaşımda, yapılacak müdahale kadar koruyucu emniyet tedbirlerinin alınması da büyük önem
taşımaktadır. Adli nitelik taşıyan ve kimyasal ajanlarla yaralanma sonucu meydana gelen ölüm olgularında da otopsi işleminin yapılması gerekebilmektedir. Ayrıca otopsi, enfeksiyon ve özel toksinlere bağlı ölümlerde sebebin ortaya konulmasında en iyi yöntemlerden birisidir. İşlem uygun koşullarda yapılmadığı takdirde, otopside görev
alanların yanısıra çevre için de önemli bir sağlık sorunu karşımıza çıkmaktadır. Özellikle gaz formundaki kimyasal ajanlar otopside görevli olanların zehirlenmelerine ve ölümüne dahi neden olabilirler. Bu nedenle otopsi personeli kimyasal savaş ajanlarının karakteristik bulgularını tanımalı, işlem öncesi dekontaminasyon ile otopsi sırasında
ve sonrasında gerekli korunma yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Bu çalışmada, kimyasal ajanlara bağlı ölüm olgularının otopsi işlemi sırasında oluşabilecek riskleri en aza indirmek için uyulması gereken kuralların gözden geçirilmesi amaçlanmıştır.

12. 
Nükleer Silahlar ve Radyasyon
Effects Of Nuclear Weapons And Radiation
Cansın Arda
Sayfalar 139 - 144
Radyasyon yaralanması ve kirliliğine yol açan olaylar, hem çevre ve toplum, hem de sağlık ve kurtarma hizmeti sunan personel için büyük riskler oluşturmaktadır. Yaralıların kurtarılmasından, sağlık kuruluşlarına getirilmesine, tedavisi ve bakımına kadarki her aşama için önceden detaylı bir hazırlık yapılmış olması ve özel donanımlı, eğitimli personel tarafından müdahale edilmesi gerekmektedir. Radyasyon yaralılarına profesyonel arındırma uygulanmadan tedaviye başlanması, kimyasal ve biyolojik olaylarda da olduğu gibi mümkün değildir. Radyasyona maruz kalan hastalara sağlık personeli tarafından müdahale edilirken, radyasyona özgü yaklaşımlara dikkat edilmelidir.

13. 
Tehlikeli Materyallerin Güvenli Taşınması
Safety Shipping Of Dangerous Goods
Özge Öncül, Demet Yumuşak
Sayfalar 145 - 150
Tehlikeli materyal kapsamına giren maddelerin hem uluslararası hem de ulusal sınırlarda taşınması sırasında zaman zaman çeşitli problemler yaşanmaktadır. Bu materyallerle meydana gelebilecek herhangi bir kazanın insan ve hayvan sağlığını tehdit etmesi yanında, çevreyi ve eşyaları kontamine etme olasılığı da bulunmaktadır. Tehlikeli materyallerin taşıdığı bu riskler, ulusal ve uluslararası düzenlemelere gidilmesine ve çeşitli kısıtlamalar getirilmesine neden olmuştur. Bu makalede tehlikeli materyalin tanımı ile özellikle enfeksiyöz materyallerin taşınmasıyla ilgili uluslararası düzenlemeler ve ülkemizde uygulanan mevzuat hakkında bilgi verilmesi amaçlanmıştır.

ARAŞTIRMA
14. 
In Vitro Reactivation Potency Of Newly Developed Oximes
Yeni Geliştirilen K027 Ve K048 Oksimlerinin İn Vitro Reaktivasyon Potensi
Kamil Kuca, Jiri Cabal, Daniel Jun, Martina Hrabınova, Jiri Kassa
Sayfalar 151 - 156
AMAÇ: In 2003, we have developed two promising acetylcholinesterase (AChE; EC 3.1.1.7) reactivators – K027 and K048.
YÖNTEMLER: Both of them were designed as derivatives of HI-6 and trimedoxime (TMB-4). They consist of two quaternary pyridinium rings, one oxime group in the position four at the first pyridinium ring, one carbamoyl group at the position four at the second pyridinium ring and they differ just in the length of the connection chain between both pyridinium rings (K027 – three-methylene bridge, K048 – four-methylene bridge).
BULGULAR: In our study, we would like to show their potency to reactivate in vitro AChE inhibited by nerve agent tabun (GA). We have used rat and human brain cholinesterases as the appropriate source of the enzyme. As resulted from this work, there are differences in the
course of the reactivation process between rat and human species.
SONUÇ: Owing to this fact, reactivation test with human species should be included in the AChE reactivator developmental process.

15. 
Tabunla Zehirlenen Sıçanlarda Yeni Geliştirilen Oksimlerin Nöroprotektif Etkilerinin Trimedoksim İle Bir Karşılaştırması
A Comparison Of Neuroprotective Effects Of Newly Developed Oximes With Trimedoxime In Tabun-Poisoned Rats
Jiri Kassa, Gabriela Kunesova, Kamil Kuca
Sayfalar 157 - 164
AMAÇ: The neuroprotective effects of newly developed oximes (K027, K048) or trimedoxime in combination with atropine (atropine, K027/atropine, K048/atropine and trimedoxime/ atropine mixtures) on rats poisoned with tabun at a lethal dose (270 μg/kg i.m.; 120% of LD50 value) were studied.
YÖNTEMLER: The tabun-induced neurotoxicity was monitored using a functional observational battery and an automatic measurement of motor activity. The neurotoxicity of tabun was monitored at 24 hours and 7 days following tabun challenge. The results indicate that atropine alone is not able to protect the rats from the lethal effects of tabun. Six non-treated tabun-poisoned rats and five tabun-poisoned rat treated with atropine alone died within 24 hours. On the other hand, atropine combined with all tested oximes allows
most tabun-poisoned rats to survive within 7 days following tabun challenge.
BULGULAR: All three oximes tested combined with atropine seem to be sufficiently effective antidotes for a decrease in tabun-induced neurotoxicity in the case of lethal poisonings although they are not able to eliminate tabun-induced neurotoxicity completely.
SONUÇ: Due to their neuroprotective effects, all tested oximes appear to be more suitable oximes for the antidotal treatment of acute tabun exposure than currently used oximes (pralidoxime, obidoxime, HI-6).

OLGU SUNUMU
16. 
Şarbon Şüpheli Pakete Nbc Laboratuvarının Yaklaşımı: Olgu Sunumu
The Approach Of Nbc Laboratory To Anthrax Suspected Packa Ge: Case Report
Turan Karayılanoğlu, Levent Kenar, Mesut Ortatatlı, Ali Öztuna
Sayfalar 165 - 169
Ekim 2001’de Amerika Birleşik Devletleri’nde şarbon sporları içeren zarflarla yapılan saldırılar biyoterörizm kavramının gerçek yüzünü göstermiştir. Şarbon, Bacillus anthracis tarafından oluşturulan ve esas olarak ot yiyen hayvanların hastalığıdır. Hasta hayvanların doku ve kanından yapılan yaymalarda kapsüllü, Gram pozitif, uzun çomakların görülmesi şarbon tanısını koydursa da, doğadan elde edilen Gram pozitif basillerin tanımlaması
oldukça zordur. GATA NBC Bilim Dalı Başkanlığı’na 2003-2006 yılları arasında gelen şüpheli zarflar gerekli güvenlik önlemleri alınarak açılmış ve içerikleri kimyasal ve radyolojik incelemelerin ardından konvansiyonel kültür ve moleküler biyoloji yöntemleri ile araştırılmıştır. RT-PCR yönteminin şarbon araştırılmasında etkili ve hızlı bir yöntem olabileceği düşünülmektedir.

LookUs & Online Makale
w